Biyoenerji konusunu ve şifayı tam olarak anlayabilmek ve şifa tekniklerinde tam olarak ustalaşabilmek için Hermetik öğreti ve Hermetik felsefeyi bilmemiz önemlidir. Ruhsal şifa hakkındaki anlayışımız bu öğreti temeli üzerine inşa edilmiştir.
HERMETİK ÖĞRETİ NEDİR?
Biyoenerji konusunu ve şifayı tam olarak anlayabilmek ve şifa tekniklerinde tam olarak ustalaşabilmek için Hermetik öğreti ve Hermetik felsefeyi bilmemiz önemlidir. Ruhsal şifa hakkındaki anlayışımız bu öğreti temeli üzerine inşa edilmiştir.
Hermetik Öğretinin kökeni Kadim Mısır’dır. Mısır’ın bilgelik tanrısı THOTH tarafından insanlara verilmişti. Daha sonra Yunanlılar o na HERMES adını verdiler. Hermes, eski zamanlardan beri hep “üstadların Üstadı” olarak övülüp selamlanmıştır. O gerçekten ezoterik bilgeliğin babasıdır.
Hermes insana, o zamandan bugüne dek felsefeyi ve dini etkileyen bir dizi öğreti vermiştir. Bu öğretiler, çağdaş araştırıcı için KYBALİAN’da çok öz olarak ortaya konulmuş bir dizi AKSİYOM(Kabul edilmiş gerçek)’un içerdiği bir öğretidir. Kybalian’dan öğreniyoruz ki, tüm felsefe 7(yedi) basit prensibe dayanmaktadır ve şifa uygulaması bir çok şekliyle Hermetik terimler(ifadeler) içinde en açık ve berrak şekilde anlaşılmaktadır.
Şimdi bu yedi Hermetik Aksiyomu özet olarak görelim.
- 1 nci Hermetik Aksiyom şöyle diyor: “ HER ŞEY zihindir. EVREN zihinseldir.”
Burada söylenen zihinsellik, maddi dünyada gördüğümüz her şeyin Hinduların MAYA dediği bir illüzyondan ibaret olduğu anlamına gelmiyor.
Bir Hermetist ya da şifacı her şeyin zihinsel olduğunu söylediği zaman, söylemek istediği şey, her şeyin kaynağının, canlı ve cansız her şeyin kozmik kökeninin sonsuz yaratıcı zihin olduğudur. Sanskrikçe’de bu OHM sözcüğüyle ifade edilir.
İnsanlar sezgili, duyarlı ve özlerinin farkında olduklarında, kendi ruhlarında tezahür eden sonsuz zihni, kendi varlıklarının merkezindeki BEN (Tanrısal Benlik, Tanrısal Öz) aracılığıyla deneyimleyebilirler.
- 2 nci Hermetik Aksiyom şöyle diyor: “Yukarıda nasılsa aşağıda da aynıdır. Aşağıda nasılsa yukarıda da öyledir.”
Bizim üstümüzde, bizim anlayışımızın ötesinde perdeler arkasında gizli katlar, daha yüksek boyutlar vardır. Buna uygunluk (tekabül) prensibi de diyoruz.
Eğer, 2 nci hermetik aksiyom, evrensel bir geçerliliğe sahip olmasaydı, o katlar daima bizim anlayamayacağımız şekilde ve perdeler ardında gizli kalırlardı.
Uygunluk prensibi tüm zamanlarda ve tüm düzeylerde uygulanabileceğinden, insanlar daha alt katları incelemek suretiyle daha üst katları anlayabiliyorlar.
- 3 ncü Hermetik Aksiyom (Titreşim prensibi) şöyle diyor: “ Hiçbir şey durağan değildir. Her şey hereket eder. Her şey titreşir.”
Titreşim prensibini şifaya uyguladığımız zaman, sadece her şeyin titreştiğini değil, fakat her şeyin kendine has bir karakteristik bir titreşim hızına da sahip olduğunu görürüz.
Bu titreşim, çevredeki diğer titreşimlerden olumlu ya da olumsuz şekilde etkilenebilir. Bir kişinin titreşimi olumsuz yönde etkilendiğinde, bunun sonucu hastalık durumudur. Şifa süreci, hastanın titreşim hızını düzeltme, olumsuz titreşimi yerine olumlu ve düzenli titreşimi oluşturmaktır.
Hastalığı bir yalpalanma ya da titreşimdeki bir ritim bozukluğu olarak düşünebiliriz. Arabamızda lastiklerimiz ayarlı değilse bir yalpalanma oluyor. Bir tarafa doğru direksiyon çekiyor. Böyle bir arabayı sürmek için ilk önce dört tane lastiğin havalarını kontrol ederiz ve dengeli olmasını sağlıyoruz. Buna rağmen bir yöne çekiş eğilimi devam ediyorsa balans ayarı yaptırıyoruz. Bunları yapmadan bu arabayı sürmeye devam edersek, arabamızın başka sistemlerinde de arızaların oluşması, yoldaki engebelerde ve çukurlarda direksiyon hakimiyetini kaybetme ve kaza yapma riskimiz oluyor. Arabamız hiç bir tarafa çekmeden dümdüz gitmeye başlıyor ve direksiyon hakimiyeti kolaylaşıyor. Başka ne oluyor. Seyahat emniyetimiz artıyor. Kaza ihtimalimiz azalıyor. Şoför daha az yoruluyor.
İnsan sisteminde de durum aynen bunun gibidir. Bir bölgedeki hastalık, ilişkili başka bir bölgede ya da komşu sistemlerde de hastalığın oluşmasını sağlar.
Keza, siztemimizde bir düzeyde başlayıp sonra onun hemen yanı başındaki düzeye intikal edebilir. Örneğin, eterik kattaki aritmik bir titreşim eğer düzeltilmezse, hem zihinsel, hem de fiziksel katlarda hasara yol açacaktır.
- 4 ncü Hermetik Aksiyom (Kutupluluk) Prensibi der ki: “ Her şey ikilidir. Her şey kendi karşıtına sahiptir. Benzer ve benzemez olan, karşıtlar doğaları itibarıyla birbirinin aynıdır.Tıpkısının aynısıdır. Aralarındaki fark sadece farkıdır. Zıt Uçlar Buluşur. Bütün gerçekler sadece yarı gerçektir. Tüm paradokslar uzlaştırılabilir.
Bu prensipten çıkardığımız çok sonuçlar vardır.
Buradan da şu sonucu elde edebiliyoruz. Nefreti sevgiye, ıstırabı sevince, hastalığı mükemmel sağlığa dönüştürebiliyoruz.
Şifacı, Kutupluluk prensibini anladığından, her düzeyde olumsuz enerjiyi olumlu enerjiye dönüştürebilir.
- 5 nci Hermetik Aksiyom der ki: “ Her şey içe ve dışa doğru akar. Her şeyin gel-gitleri (med-cezirleri) vardır. Her şey yükselir ve alçalır. Sarkacın salınımı her şeyde tezahür eder. Sağa doğru salınımın ölçüsü sola doğru salınımın ölçüsüdür, ritim telafi eder. Bu aksiyomu RİTİM YASASI olarak adlandırıyoruz.
Şifacı, ritim yasasını anlar. Her yerde ve özellikle kendi içinde bulduğu doğal ritme karşı duyarlı hale gelir ve dikkat eder. Ritmin telafi ettiğini bilir. HİPOKRAT’ın “Zıtların zıtları tadavi ettiğini” öğrenir ve uygular.
Kendi ritimlerine ve hastanın ritimlerine karşı duyarlılık kazanması nedeniyle, ritimdeki herhangi bir yalpalanmayı görebilir. Hastasında bulduğu hastalığı ya da ritim yalpalanmasını telafi edici (dengeleyici) en doğru titreşim ya da frekanstaki (dozajdaki) şifa enerjisini hastasına aktarır.
- 6 ncı Hermetik Aksiyom der ki: “ Her nedenin bir sonucu; her sonucun da bir nedeni vardır. Her şey yasaya göre cereyan eder. Şans, yalnızca tanınmamış olan yasanın adıdır. Fakat, hiçbir şey yasanın dışına çıkamaz.”
Bu şifa prensibindeki en önemli husus, hiçbir şeyin şans eseri, tesadüfen olmadığıdır.
Her hastalığın kökü, hasta kişinin de katılımda bulunmuş olduğu bir olaylar zinciridir. Bu katılımın bilinç dışı bir şekilde olmasının bir önemi yoktur.
- 7 nci Hermetik Aksiyom: Cinsiyet Prensibidir. Buna göre; cinsiyet her şeyde vardır. Her şey erkek ve dişi prensiplere sahiptir. Cinsiyet bütün katlarda ortaya çıkar. Burada bahsedilen cinsiyet, bizim anladığımız anlamdaki cinsiyetten, fiziksel katta bizim için aşikar olan erkek ve dişi arasındaki farklardan çok daha öte bir şeyi temsil etmektedir.
Tüm katlarda tezahür eder.
Zihinsel katta, erkek cinsiyet prensibi nesnel (objektif) zihin, bilinçli aktif zihin halinde tezahür eder. Dişi veche ise öznel (subjektif) bilinçaltı pasif zihne tekabül eder.
Duygusal katta, erkek prensip kendini aşırı özgüven, iddiacılık, öfke ve tüm dışa vurulan duygular halinde ortaya çıkar. Dişi prensip ise kabul hali, koruma ve tüm içe dönük duygular halinde tezahür eder. Bu dualite, insanlar da dahil tüm canlı varlıklarda doğuştan mevcuttur.
İnsan varlıklar olarak biz, kendi içimizde hem erkek otoriter unsura, hem de kabule yatkın dişi unsura sahibiz.
Şifacının işi, bu ikili doğayı önce kendi içinde ve sonra hastasında bir edip bütünleştirmektir. Birlikte çalıştığı herkesi uyum ve dengeye ulaştırmaktır.